NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى بْنُ
سَعِيدٍ عَنْ
ابْنِ جُرَيْجٍ
قَالَ
أَخْبَرَنِي
أَبُو
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
قَالَ
طُلِّقَتْ
خَالَتِي
ثَلَاثًا
فَخَرَجَتْ
تَجُدُّ نَخْلًا
لَهَا
فَلَقِيَهَا
رَجُلٌ
فَنَهَاهَا
فَأَتَتْ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَذَكَرَتْ
ذَلِكَ لَهُ
فَقَالَ
لَهَا
اخْرُجِي
فَجُدِّي
نَخْلَكِ
لَعَلَّكِ
أَنْ
تَصَدَّقِي
مِنْهُ أَوْ
تَفْعَلِي
خَيْرًا
Câbir (r.a.)'den; demiştir
ki:
Teyzem üç talâkla
boşanmıştı. Birgün kendisine âit bir hurma ağacının hurmalarını kesmek için
evinden dışarı çıkmıştı. Karşısına çıkan bir adam onu (evinden dışarı
çıkmaktan) nehyetti. Bunun üzerine teyzem Nebi (s,a.)'e gelip durumu anlattı.
Rasûl-i Ekrem de ona;
"Çık, hurma
ağacının hurmalarını kes, belki onlardan sadaka verir, yahut da bir hayır
işlersin" buyurdu.
İzah:
İbn Mâce, talâk; Nesâî,
talâk; Müslim, reda, talâk; Dârimî, talâk; Ahmed b. Hanbel, 111, 321.
Metinde geçen
"Belki sadaka verirsin" cümlesindeki sadaka kelimesi farz olan zekât
manasında, "hayır işlersin" cümlesindeki "hayır" da hediye
ve borç vermek ve bağışta bulunmak gibi nafile olarak yapılan hayırlı işler
anlamında kullanılmıştır. Binâenaleyh sadaka vermek de bir hayır olduğuna
göre, sadaka kelimesiyle birlikte hayır kelimesinin zikredilmesine ne lüzum
vardı diye düşünmek doğru değildir.
Hattâbî'nin beyânına
göre, hurmalar genellikle gündüz toplandığı için Ebû Dâvud bu hadîste hurma
toplamaya gittiğinden ve kocasından üç talâkla boşandığından bahsedilen
kadının, hurma toplamak için gündüzün dışarı çıktığını kabul ederek bu hadîsi,
"üç talâkla boşanmış olan bir kadın iddet beklerken gündüz dışarı
çıkabilir" başlığı altında rivayet etmiş ve bu hadîsin kocasından üç
talâkla boşanan bir kadının gündüzün evinden dışarı çıkmasının caiz olduğuna
delâlet ettiğini ifâde etmiştir. Yine Hattâbî'nin beyânına göre kocasından üç
talâkla boşanan bir kadın hakkındaki hüküm böyle ise de, ric'î talâkla boşanan
bir kadın iddet süresi içinde geceleyin veya gündüzün asla evinden dışarı
çıkamaz. İmâm Ebû Hanife'ye göre üç talâkla boşanmış olan bir kadın da iddet
süresi içerisinde geceleyin evinden dışarı çıkamadığı gibi gündüzün de evinden
dışarı çıkamaz. İmâm Şafiî'ye göre ise, geceleyin dışarı çıkamaz, fakat gündüzün
çıkabilir.